Dijital DönüşümPazarlama

Kaptanın Seyir Defteri 1: Post-Pandemi Yolculuğu 

By Şubat 15, 2021 One Comment
Okuma süresi 2 dakika

Baba, baba!” diye bir çocuk çığlığı duydum. Korkmuş ve ağlıyordu. Elindeki dondurma yüzündeki ifadeyle tam bir tezat oluşturuyordu. Küçük kızın yanına koştum. Belli ki babasını kaybetmişti.  

Ne oldu sana canım? Korkma. Babanı mı kaybettin? Küçük yüzüne göre kocaman karacık gözleriyle bana baktı. Kuşkulu. Başıyla onayladı.  

Nerede kaybettin? 

Eliyle parkın sonunu gösterdi. Tam o sırada güvenlik görevlisi geldi. Elinde telsiz bilgi veriyordu belli ki. Kıza, “Gel, ben polisim. Seni ailene götüreceğim.” dedi. Kız inanılmaz yüksek bir çığlık kopardı. Dondurmasını yere attı. Zar zor “Gitmem!” dediğini anladık. Bu sefer ben araya girdim.  

Neden gitmek istemiyorsun?” dedim.  

Babam, burada bekle dedi. 

Anlaşılan başka bilgi vermeyecekti.  Aradan birkaç dakika geçti, çocuklar amirliğinden gelecek polisleri bekliyorduk, uzaktan bir ses ve siluet gördüm. Koşarak yaklaşıyordu. Çocuğa kocaman sarıldı. Dondurma, aralarında renkli küçük dereler gibi aktı gitti. Baba, bize teşekkür etti. Kızıyla beraber arkalarını dönüp gideceklerken dayanamayıp sordum; Neden çocuğu yalnız bıraktınız? 

Utanarak yere baktı ve “İlk defa birlikte dışarı çıktık, dondurmanın parasını öderken bir anda uzaklaşmış. Kaçırdılar zannettim çok korktum. Allah sizden razı olsun.

Üç tane ele avuca sığmaz çocuğum olduğu için adamın durumunu hissettim. Yine duramadım. Neden ilk? 

 Pandemiden.” dedi.  

Tarih şubat 2021, demek ki 3 yaşlarında. Kız muhtemelen atlatır ama babasının bu şoku unutacağını hiç sanmam. Her ebeveyn bilir, böyle berbat bir deneyim sonrasında bir daha çocuğunuzu göz önünden ayırmamayı öğrenirsiniz.  Ama çocuk, ne kadar korkarsa korksun her seferinde aynı riskli hareketi tekrarlayabilir. Buna karşın bir çocuğu annesinden, babasından erken yaşta uzunca bir süre ayırırsanız travma belirtileri ortaya çıkabilir. Bunlar bir çok bilimsel deney ve gözlemle kanıtlanmıştır

Bu olay beni pandemi öncesi ve sonrası kuşakları düşünmeye itti. Birçok arkadaşımın ergenlik yaşlarındaki çocukları psikiyatrik tedavi görüyor. Daha küçükleri tam bilinçlerinin oluşma aşamasında evde oturan aile kavramı ve değerleriyle yetişiyor. Okula gidenler ise oyun ve fantezi dünyalarının bağlantısı olan bilgisayarlarından ders yapıyorlar.  Bu çocuklar, pandemi çocuklarıbizden farklı olacaklar mı? Yaşam tarzları, davranışları, değerleri, kültürleri bizimkinden ne kadar farklı olacak?  

Çok değil bugünün çocuklarının büyük çoğunluğu on yıl sonranın tüketicileri hatta çalışanları olacak. Bu kadar uzun süren bir travmanın herkesin deneyimlerini etkileyip davranışlarını perçinleyeceği açık. Tabii ki yarını tahmin etmek yanılmayı önceden kabul etmektirama bazı başat davranışların ortaya çıkacağını bilmek için önsezilerimiz yeterli olur, mistik güçler gerekmez.  

 Ben, gerek StratejiCo. ve Era’nın yaptığı pandemi günlükleri araştırmalarına, gerekse açık yayınlanan birçok çalışmayı inceleyerek üç yeni tip postpandemi personası çizdim.  

  1. Uzay Ali: Keskin bir Elon Musk’cıBezos’culardan nefret ediyor. Uzayın dünyanın kurtuluşu olduğuna inanıyor. En kısa sürede uzay bilimi okuyabileceği ABD, Çin veya Rusya’ya gitmek istiyor. Uzay politikaları dışında politikayla ilgilenmiyor. Günlük yaşam ve sosyalleşme çok ilgisini çekmiyor. Kız arkadaşı yok.  
  2. Con-Con Ercü: Nerede akşam orda sabah, yarını düşünmüyor. Keyif verici bir madde bulduğu sürece mutlu. Okulu umursamıyorBilgisayar ve internetle ilgisi sadece flörtleşmek ve “keyif verici maddeler” etrafında dönüyor. Sorumluluklar, dünya gerçekleri umurunda değil ve günlük yaşıyor. Kendini eleştirenlere ise “Herkes mutluluk için yaşar. Ben senden mutluyum.” diye felsefik cevaplar veriyorÇuval giyse yakışır bu arada. Biseksüel 
  3. Dopo SadeEv onun için kutsal bir mabed. Ailenin ‘vicdanlı ve şuurlu’ kızı. İyilikle yapılan her şey onda dopamin etkisi yaratıyor. Trendsizliğin yeni trendine göre müzik dinler, elbiseler giyinir. Ayrıca dopamine dressing denilen renkli ve eğlenceli bir gardırobu var. Ama her şeyden önce kendi mutluluğu için giyinir ve makyaj yapar. Sorumsuz ve etik olmayan markalar listesi var, oralardan kesinlikle alışveriş yapmaz ve yapanlara da iyi gözle bakmaz.  

Bu üç personanın birebir doğru olması şart değil, farklı şekillerde ve farklı özelliklerde de olabilir. Ancak satır aralarını okursanız hepimizin geleceğini etkileyeceğini anlarsınız.  

Artık gerçek “yaratıcı yıkım” fırtınasına doğru yelken fora gidiyoruz. Hem de ne fırtına! Gelecek yazılarda nasıl daha da farklı bir geleceğe doğru yol aldığımızı anlatacağım.  

One Comment

Yanıt verin