Peter Drucker, 20. yüzyılın pazarlama dâhisi, şirketlerin gayesini “müşteri kazanmak” olarak tanımlar. İlk başta bu, “Şirketlerin tek gayesi para kazanmaktır.” diyen anlayışa karşı devrimci bir yaklaşımdı. Drucker sayesinde birçok şirket kâr etme gayesini pazarlama ya da müşteri odaklılığa çevirdi.
Bugün, 21.yüzyılda, bu yaklaşım da aşıldı. Şirketler özellikle post-pandemi dönemi için gaye arayışına çıktılar.
Simon Sinek bu konuda öncülük yaparak “Start With Why?” diye bir kitap yazdı. Gaye; “Niye varım?” gibi varoluşcu bir alana taşındı. Ben de hemen hemen eş zamanlı olarak Türkiye’de bu anlayışı benimsedim. Neden?
- “VUCA” dediğimiz; belirsiz, değişken, kompleks ve muğlak bir döneme girdik. Bu dönem yeni bir dünya düzeni kurulana kadar devam edecek.
- Teknolojide ve iş modellerinde yaşadığımız yaratıcı yıkım en güçlü bir şekilde sosyal ve politik olarak uluslararası düzende yaşanacak. Uluslararası, güçlü iyi yönetim yapıları kurulacak.
- Pandemi, yeni ekonomiye ayak bağı olan eskiyi tasfiye sürecinde katalizör etkisi yaptı.
- Post pandemi sürecinde tüketici davranışlarındaki değişimlerin bir çoğu kalıcı olacak.
- Çalışanların beklentilerinde kalıcı değişimler oluştu. Çalışma modellerimizin ve bununla ilgili her türlü regülasyonun değişmesi gerekiyor.
- Büyük bir talep patlaması yaşayacağız, buna karşılık arz sorunu yaşanacak.
- Finansman artık kısıtlı kaynak olmaktan çıktı. İyi projeler yatırım bulmakta eskisi kadar zorlanmıyorlar.
- Rekabet, ekonominin motor gücü olmaktan çıktı. İşbirlikleri ve ekosistemler fazlasıyla önem kazandı.
- Risk primlerinin getirdiği ağır faiz yükü, riskli ülkeler açısından sürdürebilir durumda değil.
- Güvenilir ekonomiler, ülkeler ve şirketler ön plana çıkıyor.
Peki bunların şirketlerin gaye arayışıyla ne alakası var?
- Bir şirketin yönetimi dediğimizde aslında o şirketlerde alınan kararlardan ve bunların uygulanmasının sonuçlarından bahsediyoruz. Şirketlerin en üst karar mercii yönetim kurullarıdır. Yönetim kurulları şirketlerinin gelecekle ilgili kararlarından (strateji) ve geçmişle ilgili sonuçlardan sorumludur. Gelecekle ilgili öngörüleri, geçmiş deneyimlerimiz ışığında yaparız. Ama, ya deneyimlemediğimiz ve öngöremediğimiz bir durumdaysak? İçinde bulunduğumuz ve uzun bir süre daha çıkamayacağımız durum bu. Nedeni yukardaki ilk 5 madde.
- O zaman, bildiğimiz en iyi yöntem, kararları mümkün olduğunca farklı görüşlerdeki insanların katılımıyla almak (çeşitlilik). Bu yöntemin yan etkisi kararların gecikmesi. Buna karşı olarak da daha çevik yöntemler ile, uzun süreli planlar yerine, deneme yanılma ile kararların sınanmasını sağlamak. Böyle bir ortamda 5-20 yıllık stratejileri bırakın 1 yıl bile uzun vadeli kalıyor.
- Hem katılımın çeşitliliği, hem de çevik çalışmanın getireceği zorluk, odağın bozulması olabilir. “Kâr” ya da “müşteri” odağı bu karmaşada bizi dümensiz bırakabilir. Dümencinin bulanık havada bir rota çizmesi gerekir. İşte bizi rotamızdan çıkmamızı önleyecek kerteriz gayedir. Şirketin gayesi zamansızdır. Bir kere “Niye varız?” sorusunu cevaplayıp, alacağımız kararları gaye ile alakasına göre verirsek gitmek istediğimiz yere gideriz.
- Yaptığımız ve yapacağımız her işe, projeye niye bu işi yapıyoruz diye sorma kültürümüzü geliştirirsek ve bu işlerle ilgili kararlarımızı kurumsal gayemizle alakasına göre verirsek hem rotadan çıkmaz hem de gereksiz kaynak harcamamış oluruz.
Gaye; “Vizyon”, “Misyon” gibi çalışanları yabancılaştıran bir kavram değil. Belirli yöntemlerle kurumun gayesi ile kişilerin gayesi arasında bağ kurmak kolay. Bu bağın, angajmanı artırdığı gibi, yaptığı işte anlam bulan çalışanların işlerini daha iyi yaptıklarını biliyoruz. İki gaye arasındaki bağ anlamdır. Anlamlı işler bizi tüketmez besler.
Strateji, artık “Nereye, Nasıl gideceğiz?” sorusunun cevabı değil, sorunları aşmak ve fırsatları değerlendirmek için yaratıcı çözümler getirebilmek yetkinliğidir. Bugünün en önemli sorunu da “Post-pandemi döneminde doğru kararları nasıl daha hızlı veririz?” sorusuna cevap verebilmektir. Gaye bunun için artık stratejilerin mihenk taşı oluyor.
StratejiCo. olarak, bugüne kadar yaptığımız çalışmalardaki yeni yöntemin, Türkiye şirketlerine daha uygun olduğunu tespit ettik. Bu bize avantaj sağlayabilir.
İşleriniz iyi , sağlığınız yerinde olsun.
‘Gaye; “Vizyon”, “Misyon” gibi çalışanları yabancılaştıran bir kavram değil.’ ifadesi güzel olmuş.