Bu serinin ikincisine ‘’Hiçbir canlı bir motivasyon olmadan davranış değişikliği göstermez.’’ diye başlamıştık. Bunu hiç kimse motivasyonu olmadan çalışmak istemez veya değişmek istemez diye de kullanabiliriz. Bitirirken de motivasyonun farklı şekillerde sağlanabildiğinden bahsetmiştik.
Endüstri devriminden sonra icat olan yönetim bilimi ilk teori ve uygulamalarını insanların tembel oldukları ve çalışmak istemedikleri üzerine kurdu. Önce kölece yöntemler, sonra da ceza ve ödül yöntemleri motivasyonu ve performansı yükseltmek için kullanıldı. Esas amacı işçileri daha verimli çalıştırarak rekabet avantajı sağlamaktı.
Ancak günümüzde bu varsayımın doğru olmadığını, negatif motivasyonun yani ceza uygulamasının pozitif kadar etkili olmadığını ve aslında doğru koşullarda insanların çalışmaktan hoşlandıklarını, hatta hobileri yerine koydukları işlerinde sürekli yüksek performans sağladıklarını biliyoruz. Hepimizin bazen başına gelmiştir, sanki omzumuza bir sihirli peri konuyor ve zamanın nasıl aktığını bile fark etmiyoruz.
Esas mesele şu; madem motivasyon (Sihirli Perimiz) bize zamanı ve etrafımızda gelişenleri unutturabiliyor, yani bizi akışa sokabiliyor, bunu nasıl yönetebiliriz?
Daha önceki yazımda bahsettiğim gibi bizi akışa sokan yani zamanı ve mekanı bükebilen motivasyon türlerinden en etkilisi ve tehlikelisi ilaçlar ve uyuşturucular. Doktor gözetiminde kullanılanları kastetmiyordum ama maalesef bugün uyuşturucu türlerinin kullanımı belki de tarihte hiç olmadığı kadar yaygın. Cannabis yani ot yakında serbest bırakılacak gibi görünüyor. Bu yüzden Akış (Flow) tanımı bu kişiler arasında yaygın kullanılıyor.
Bunun yanı sıra bilgisayar oyunları aynı etkiyi yapabiliyor. Saatlerce ekran karşısında oyun oynayan kişilerin sayısı milyonları aştı, milyarlara varacak. E-olimpiyatlar izleyici sayısı fiziki olimpiyatlarınkini aşmak üzere. Bilimsel araştırmalar, bu tür oyunların da beyinde salgılattıkları alışkanlık yapıcı hormonlar sayesinde alışkanlık yaptıklarının kanıtladı.
Bu iki yöntem Tarihçi Harari’ye göre oluşacak ‘’gereksiz iş gücü’’ için tek çaremiz. Bir de evrensel asgari ücret uygulaması var. Finlandiya, Kanada gibi bazı ülkelerde denemeleri yapılıyor. İş sağlanamayan kişilere 400 Euro civarında aylık bağlanıyor. Hedef bu kesimin evrensel bir tepki göstermesinin önüne geçilmesi.
Kısacası kapitalizm kendini kurtarmak için ot, e-spor ve sadaka ölüm üçlüsüne bel bağlıyor.
Eğer çalışıyorsanız ve bu ölüm üçlüsü size uygun değilse geriye kalan alternatiflerden en yaygını işini severek yapmak ve/veya sosyal işlerde çalışmak. Bu yöntemler kapitalizme bir alternatif değil hatta destek, ama kapitalizme bir alternatif bulunana kadar hayatınızı heder etmeyeceğiniz ve yaptığınız işten nefret etmeyeceğiniz bir çözüm olabilir.
Bu konuda birçok yaklaşım var. Ben StratejiCo.’da geliştirdiğimiz yöntemi anlatmak istiyorum. Tabii ki tek veya en iyi yöntem değildir (herhalde, kim bilir), ama işe fazlasıyla yarıyor.
Bizim Sihirli Perimiz işe sizi kişisel olarak ele alarak başlıyor. Sizden önünüzdeki en önemli amacınızı düşünmenizi istiyor. Bunun ne olduğu sizde kalıyor. Ardından Sihir Perimiz motivasyon falınıza bakmaya başlıyor.
İlk adım olarak Perimiz size bu amacınızı gerçekleştirmeniz için en önemli itici güçlerin-sürücülerin (Driver) neler olduğunu soruyor. Somut bir örnek vermek gerekirse, patronunuz kar istiyorsa iki temel itici gücü harekete geçirmesi gerekir: satılan malın maliyeti ve fiyatı. Maliyeti azalt ya da fiyatı artır. Bu ikisine yönelik stratejiler geliştirir, uygular, çalışanlarına KPI’lar koyar vs. Kısacası hayatta bir amacınız varsa, oraya nasıl varacağınızı da iyi kötü biliyor olmanız gerekir. Birçok araştırma kendinden ne ve niçin bir iş istenildiğini bilen çalışanların işin nasıl yapılacağının anlatıldığı çalışanlara göre daha keyifli çalıştıklarını gösteriyor. Daniel Pink buna ‘autonomy’ diyor. Siz de kendinizinkini düşünün. Para mı, sevdiğiniz işi yapmak mı, sosyal bir projede çalışmak mı?
Sonra Perimiz bu itici güçleri harekete geçirebilmeniz için ne tür kabiliyetlere–kolaylaştırıcılara (Enabler) ihtiyacınız olduğunu soruyor – ikinci adım. Örneğin eğitim ihtiyacınız mı var? Yoksa bir koça m ihtiyaç duyuyorsunuz? Teknolojik altyapı ve lojistik? Sermaye-bütçe? Zaman? Tabii ki amaç, itici güç ve gerekli kabiliyetlerin birbiri ile uyumlu ve hizalı olması gerekiyor. Kendinize güveniniz ve yeterli yetkinlikleriniz var mı yoksa hangilerini geliştirmeniz gerekiyor, bu soruların cevabını arıyor.
Bu amacınıza ulaşmanın sizin için anlamı ne? Bu yolda giderken size yol gösterecek doğru ile yanlışı ayırt edebilmenizi sağlayacak sihirli taşlar, yani değerler ne? Bu da Perimizin motivasyon falınıza bakarkenki üçüncü adımı.
Dördüncü adımda tüm bunları yapmanıza engel (Barrier) olabilecek şeylerin nereler olduğunu tartışıyorsunuz. Bunlar maddi veya manevi olabilir. Örneğin; yabancı dil eksikliği, baskı altında anksiyete gibi.
Beşinci ve son adımda bu serüvene çıkmanızı ve yolculuk boyunca keyif almanızı sağlayabilecek motivatörlerin ne olduğunu öğreniyor. Maddi, manevi. Dışsal, içsel. Örneğin; işini çok sevmek içsel bir motivatörken, maaşınızın yüksekliği dışsal bir motivatördür.
Adımları tamamladığınızda Perimiz ile birlikte amacınızı, itici güçleri, kolaylaştırıcıları, engelleri ve motivatörleri belirlemiş oluyorsunuz. Büyük resmi yaratıyorsunuz. Peki bu büyük resimde işiniz nerede yer alıyor? Perimiz son sorusunu da bu aşamada yöneltiyor: Sizin için işinizde anlam yaratan unsurlar neler?
Şimdi gelelim en gizemli aşamaya. Bir şekilde Peri sizin şu anki durumunuzla bu işleri yapmak için gelmeniz gereken durumu hesaplıyor. Siz bu değişimi gerçekleştirebilecek misiniz? Bunu yapmak için öncelikleriniz ne olmalı? Hangi kabiliyetlere sahip olmanız gerekiyor? Başkalarıyla karşılaştırıldığında neredesiniz? Ve belki de en önemlisi değişime açıklık ve hızınız (biz buna Agilibility™ diyoruz) Agilibility endeksiniz kaç? Tüm bunları anında rapor olarak size sunuyor.
Bununla ne yapabilirsiniz? ‘’Önce kendini bil.’’ der tüm felsefe ve dinler. Önce kendimizi ve ne yapmak istediğimizi bilirsek ona göre işimizi, hayatımızı yönlendirir ve dengeleriz. İşte tümüyle olmak dediğimiz bu. Bu bir kazanım. Ayrıca CV yazmak icin inanılmaz başarılı bir yöntem. Bizim bir çalışanımız bu motivasyon çalışmasını evde odasına asmış, her gece yatmadan önce göz atıp amacına ne kadar yaklaştığını düşünüyormuş.
Eğer yönetici iseniz takımınızın ‘Agilibility™’sini öğrenebilir, buna göre kişisel ve takım geliştirme programları düzenleyebilirsiniz.
Tepe yöneticiler ve patronlar şirketlerinin değişime açıklığını veya değişim programı uyguluyorlarsa programın başarısını ölçmek ve iç değerlendirme yapmak için kullanabilirler.
Nasıl mı? Aşağıda bu çalışmayı yapan Perilerimizden biri ile iletişime geçin, hemen yanınızda bitiversin. Onlar gerçek bir motivasyon ve yüksek performans uzmanı.