Selim Oktar

Çok küçük yaştan beri strateji ve araştırmayla ilgileniyorum.

İlk projem babamı bisiklet almaya ikna etmeye çalışmaktı. Mahalledeki bisiklet sahibi çocuklardan yaptığım limonatalar karşılığında, onların bisikletlerine binip akşam ne kadar güzel olduğunu (deneyimlerimi) anlatmak gibi bir yöntem geliştirdim. Annemi en yakın paydaş olarak seçip etkileyici (influencer) olarak kullandım. Sonucunda babamla bisiklet almaya giderken sürekli konuştuğum için cezalandırılıp bisikleti kaybettim. Böylelikle başarmadan önce çok konuşmamayı ve sonuca atlamamayı öğrendim.

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden 7 senede mezun oldum. Son yıl alacak ders kalmadığı için yüksek lisans derslerini almak zorunda kaldım. Yüksek lisans derslerinden aldığım notların hepsi lisans derslerinden yüksekti. Bundan da beni zorlayan işleri daha çok sevdiğimi öğrendim.

1983 yılında Türkiye’de bir reklam ajansında ilk defa kurulan Strateji ve Araştırma bölümünde işe başladım. Askeri yönetim sonrası yapılan ilk demokratik seçimde Turgut Özal (ANAP) seçim kampanyasının ekibinde çalıştım. 1994 yılında Türkiye’nin ilk kadın başbakanı olacak olan Tansu Çiller’in “İki Anahtar” seçim kampanyasını yürüttüm. 2010 yılında Tunus’taki ilk demokratik seçimde İlerici Demokrat Parti’nin seçim kampanyasını örgütledim. İş dünyasında da ilk itibar araştırması modelini, Koç Holding’in 1999 – 2004 arası yürütülen KoçSim kültürel dönüşüm projesinde yer aldım. Bu proje Türkiye’nin ilk stratejik iletişim modeli olarak kayıtlara geçti. Tüm bunlardan da demokrasi, özgürlük ve yaratıcılığın “ilk”leri yapmaktan geçtiğini öğrendim.

61 yıldır öğrenemediğim tek şey durmak oldu. Zihnini durdurmak istemeyenlere veya durduramayanlara, görüş alışverişinde bulunmak ve fikirlerimi aktarmak için bu bloğu yazmaya karar verdim. İleride birlikte neler öğreneceğimizi göreceğiz.