Yıl 1990. Henüz 31 yaşındayım. Heyecan içinde Harbiye Ordu Evi’nin merdivenlerini tırmanıyorum. Asansör çalışmıyor. Beş katı rüzgar gibi çıkıp Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın çalışma odasına girdim. Kucağımda…
“Baba, baba!” diye bir çocuk çığlığı duydum. Korkmuş ve ağlıyordu. Elindeki dondurma yüzündeki ifadeyle tam bir tezat oluşturuyordu. Küçük kızın yanına koştum.…